Farktör Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden İnceleme
Sokakta Gördüklerim, Hayatın Gerçek Yüzü
İstanbul’da, her gün farklı insanlarla karşılaşıyor ve bu şehirde her an her şey değişiyor. Çalıştığım sivil toplum kuruluşunda, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi meseleler üzerine bir sürü proje yürütüyoruz. Ama bazen, bir kavramı tam olarak kavrayabilmek için teoriyi günlük hayatla harmanlamak gerekir. İşte, tam da bu noktada fark ettiğim şeylerden biri “farktör” kelimesiydi.
Farktör, aslında dilimize İngilizce “factor” kelimesinden geçmiş bir terim. “Farktör”ün anlamı basitçe, bir durumu etkileyen, belirleyici olan etken ya da faktör demek. Ancak bu kelime, özellikle toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi karmaşık meselelerle bağlandığında, anlamı çok daha derinleşiyor. Ve fark ettim ki, bazen bir insanın hayatında en belirleyici farkları yaratan şey, tam da bu “farktör”dür.
Hangi otobüse bindiğiniz, kimlerle konuştuğunuz, nasıl bir kıyafet giydiğiniz, bunların hepsi birer farktördür. Fakat bu farktörlerin, insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu anlamadan, sadece soyut bir kavram olarak kalır.
Toplumsal Cinsiyet ve Farktörler Arasındaki Bağlantı
Geçen hafta işe giderken, yaşadığım bir sahne tam da bu konuyu kafamda şekillendirmemi sağladı. Bir kadın, otobüste ayakta duruyordu ve yanında oturan adam birden kalkarak ona yer vermek istedi. Ama kadın o kadar da kibarca reddetti ki, bu durum bana ilginç bir farktör fark ettirdi. Kadının cevabı çok basitti: “Ben zaten ayakta durmaya alışığım, teşekkür ederim. Ama bir kadın olduğum için yer vermeniz gerekmediğini düşünüyorum.”
Bu, bana sadece toplumsal cinsiyetin ne kadar derinlemesine bir farktör olduğunu düşündürdü. Kadınlar, toplumsal olarak daha fazla “ağırlık” taşıyorlar. Hangi mekanda olurlarsa olsunlar, erkeklerin genellikle daha fazla ayrıcalık tanındığı, söz haklarına sahip oldukları bir düzenin içinde yaşıyoruz. Bu sosyal farktörler, kadınların hayata daha farklı bakmalarına ve günlük yaşantılarında daha fazla sınav vermelerine neden oluyor.
Kendimi bir erkeğin yerine koymaya çalışıyorum; bu kadar düşünmek zorunda kalmadan rahatça oturabilirdim. Oysa kadın, bir “yer verme” teklifine, toplumsal normların öngördüğü biçimde tepki verdi. Bu, bir insanın cinsiyetinden dolayı tüm dünyasının şekillendiğini, birçok durumda bir farktörün içini doldurduğunu gösteriyor.
Çeşitlilik ve Sosyal Adalet: Kim Olduğunuz ve Nerede Durduğunuz
İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız, çeşitlilik her an karşınıza çıkar. Yolda yürürken, farklı yaş, cinsiyet, etnik köken, dini inanç ve sınıf gruplarından insanlar yanınızdan geçer. Her birinin yaşamı, onların hangi farktörlerle şekillendiğini gösteriyor. Bu farktörler bazen ne kadar görünür olsa da, bazen de gizli bir şekilde toplumsal yapının derinliklerine nüfuz eder.
Bir gün, iş çıkışı toplu taşıma araçlarında daha dikkatli gözlemler yaparken, farklı gruplardan insanları nasıl etkilediğini düşündüm. Örneğin, aynı metroda bir grup genç kadın, sıkışık ortamda birbirlerine sarılarak yolculuk yapıyordu. Onların güvenliğini tehdit etmeyen bir toplumda bu kadar rahat olabilmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair olumlu bir farktördür.
Ama bir başka sahne daha vardı. Bir işyeri çalışanı, ofisinden çıkarken, başörtüsü takan bir kadına doğru göz ucuyla bakarak bir şeyler fısıldadı. Kadın, gözlerine takılan bakışlardan, belki de sürekli karşılaştığı ayrımcılıklardan bunalmıştı. Burada farktör, kadınların farklı inançlara ve dış görünüşlere sahip olmalarının, toplumsal olarak maruz kaldıkları baskıların parçası olarak kendini gösteriyordu. Toplumda bu tür ayrımcılık yapan bakışlar, sosyal adaletin ne kadar kırılgan olduğunu bize hatırlatıyor.
Farktörün Gücü ve Değişim Potansiyeli
Bazen bir farktör, insanların yaşamını tamamen değiştirebilir. İyi bir eğitim, doğru fırsatlar, destekleyici bir aile yapısı… Bunlar insanın hayatını değiştiren önemli farktörlerdir. Ama aynı zamanda bu farktörler, toplumda adaletin, eşitliğin ve çeşitliliğin ne kadar yerleştiğiyle doğrudan ilişkilidir.
Bu, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet konularında değişim yaratmak için hepimizin sorumluluğunun olduğu anlamına gelir. Farktörler, sadece fiziksel dünyayı değil, insanlar arasındaki ilişkileri, toplumdaki değerleri ve bireylerin hayata nasıl baktığını da şekillendirir. Bir kadın, işyerinde erkeklerin daha fazla söz hakkı bulduğunda, bu ona bir farktör olarak yansır. Ya da engelli bir birey, toplu taşımada her gün karşılaştığı engeller nedeniyle sosyal hayattan uzaklaştığında, bu farktör onun yaşamını zorlaştırır.
İstanbul’da bir gün, hepimiz bir farktör yaratabiliriz. O farktör, küçük bir gülümseme olabilir ya da bir kadına yer vermek olabilir. Sosyal adalet, herkesin değer gördüğü bir toplum yaratma adına hepimizin atması gereken bir adımdır. Bu farktörlerin gücünü göz ardı etmeden, adım adım değişimi inşa etmek, hepimize bağlı.